Uyuşturucu maddeler, bir toplumun en büyük düşmanlarından biri olarak kabul ediliyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de uyuşturucu kullanımı, gençler arasında giderek artan bir sorun haline geldi. Uzmanlar, bu zararlı maddelerin bireylerin yaşamlarını nasıl altüst ettiğini sürekli vurgularken, tanınmış isimlerden biri olan Prof. Dr. Oytun Erbaş, konunun ciddiyetine dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu. Erbaş, uyuşturucunun vücutta neden olduğu zararları detaylı bir şekilde açıkladı ve gençler için dikkat edilmesi gereken noktaları vurguladı.
Uyuşturucu maddeler, insanların bedenine girdiğinde çeşitli fiziksel değişimlere neden olur. Özellikle beyin üzerinde yarattığı etkiler, bireylerin düşünme, hareket etme yeteneklerini ciddi şekilde etkiler. Prof. Dr. Oytun Erbaş’ın belirttiği üzere, uyuşturucu kullanımı sonucu beyin kimyası değişir ve bu da bireyin ruh hali ve davranışlarını etkiler. Beyindeki dopamin düzeyinin aniden yükselmesi, kullanıcıda geçici bir mutluluk hissi yaratırken, sonrasında yaşanan düşüş, depresyona ve bağımlılığa yol açabilir. Erbaş, “Uyuşturucular, yalnızca beyin üzerindeki etkiyle sınırlı kalmaz. Kalp ve damar sağlığını da olumsuz etkileyerek, kalp krizi riski oluşturabilir,” dedi.
Uyuşturucu kullanımının uzun vadede yarattığı bedensel tahribatlar arasında ağır sağlık sorunları da bulunmaktadır. Karaciğer sirozu, akciğer rahatsızlıkları ve enfeksiyon hastalıkları, kalıcı hasar bırakabilen diğer tehlikeli sonuçlardır. Özellikle iğne ile uyuşturucu kullanan bireyler, çeşitli enfeksiyon riskleri ile karşı karşıya kalmakta, bu da HIV veya Hepatit gibi ölümcül hastalıkların bulaşmasına yol açmaktadır. Prof. Dr. Erbaş, “Uyuşturucu kullanımı, gençlerin gelecek hayallerini yok ediyor. Fiziksel belirtiler, tedavi edilmediği takdirde kalıcı hale gelebilir,” ifadesini kullanarak, konunun ciddiyetine bir kez daha dikkat çekti.
Bunun yanında, uyuşturucu madde kullanımı bireylerin sosyal hayatlarını, aile ilişkilerini ve iş yaşamını da derinden etkiler. Prof. Dr. Oytun Erbaş, “Uyuşturucu bağımlılığı, psikolojik açıdan ciddi sorunlar doğurur. Kullanıcılar, sosyal çevrelerinden uzaklaşır ve yalnızlaşır. Bu yalnızlık hissi, daha fazla uyuşturucu kullanma isteğini artırır,” dedi. Bağımlılık, çoğu zaman psikolojik bir yardım almadan kurtulmanın zor olduğu bir durumdur. Erbaş, ailelerin, uyuşturucu bağımlılığı sorunuyla karşılaşan gençlerin yaninda olmalarının önemini vurguladı. “Desteklemek, bu gençlerin kendilerini keşfetmelerine ve sağlıklı bir geleceğe yönelmelerine yardımcı olur,” diye belirtti.
Prof. Dr. Oytun Erbaş’ın uyarıları, uyuşturucu konusunun ne denli önemli bir sorun olduğunu ve toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerektiğini gösteriyor. Uyuşturucudan uzak durmanın, hem fiziksel hem de psikolojik sağlık açısından büyük faydalar sağlayacağı herkes tarafından bilinmelidir. Ailelerin, eğitmenlerin ve toplumsal örgütlerin bu konuda atacağı adımlar, geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi korumak adına hayati önem taşımaktadır. Özellikle eğitim kurumlarında uyuşturucu ile ilgili bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılması, gençlerin bu zararlı maddeden uzak durmalarına katkı sağlayacaktır.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Oytun Erbaş’ın vurguladığı gibi, uyuşturucu kullanımı sadece bireyi değil, aileleri ve toplumu da olumsuz etkilemektedir. Tüm bireylerin bu konuda duyarlı olmaları ve farkındalık yaratmaları gerekmektedir. Uyuşturucudan uzak durarak sağlıklı bir yaşam sürmek, herkesin hakkıdır. Bu nedenle, toplumsal bilinçlenme ve eğitim öncelikli adımlar arasında yer almalıdır. Uyuşturucu ile mücadele, yalnızca ilgili kurumların değil, tüm toplumun ortak görevi olmalıdır.