Mescid-i Aksa, Kudüs'te bir kez daha İsrailli işgalcilerin baskınına uğradı. Yaklaşık 1400 İsrailli sivilin düzenlediği bu baskın, Filistin halkı ve İslam dünyasında büyük tepkiyle karşılandı. Mescid-i Aksa, Müslümanlar için en kutsal mekanlardan biri olarak kabul ediliyor ve bu tür saldırılar hem dini hem de politik açıdan bölgede ciddi gerginliklere yol açıyor.
Baskın sırasında İsrail polisinin bölgedeki Filistinli cemaate yönelik kısıtlamalar getirdiği ve bazı Müslümanları ibadet etmelerini engellediği belirtildi. Filistinli kaynaklar, baskın esnasında Mescid-i Aksa’nın içinde ve çevresinde büyük bir huzursuzluk yaşandığını, İsrail güçlerinin bölgedeki varlığını artırarak olası protesto ve tepkilere karşı sert önlemler aldığını bildirdi.
Bu tür baskınlar, İsrail-Filistin çatışmasında gerilimi tırmandıran en önemli unsurlardan biri olarak öne çıkıyor. Filistinli yetkililer, İsrail’in bu tür provokatif eylemlerle bölgede tansiyonu bilerek yükselttiğini ve uluslararası hukukun çiğnendiğini ifade ediyor. Ayrıca, baskının Yahudi dini bayramı bahanesiyle gerçekleştirildiği ve özellikle İsrail'in yerleşim politikalarına destek veren aşırılık yanlısı gruplar tarafından organize edildiği iddia ediliyor.
Mescid-i Aksa'ya yapılan bu baskın, sadece Filistin'de değil, uluslararası arenada da geniş yankı buldu. Birçok Müslüman ülke ve uluslararası kuruluş, İsrail’in bu tür eylemlerini kınayan açıklamalar yaptı ve İsrail hükümetine bu provokasyonları durdurma çağrısında bulundu. Bölgedeki gerginliğin daha fazla tırmanmasından endişe eden Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası aktörler, Kudüs’te barış ve istikrarın korunması için taraflara itidal çağrısında bulundu.
Bu olay, İsrail-Filistin çatışmasının derinleştiği bir dönemde yaşanırken, Mescid-i Aksa'nın statüsüne yönelik bu tür baskınların daha büyük çaplı bir krize yol açabileceği uyarıları sıkça dile getiriliyor.