Her yıl olduğu gibi, Türkiye'de bayram coşkusu kapıları araladı. Ancak bu yıl dikkat çeken bir durum, 36 çocuğun bayramda eksik olmasıydı. Erken yaşta hayatlarını kaybeden bu çocukların anıları, ailelerinde derin bir hüzün bırakırken, bayram sevinci de gölgelenmiş oldu. Bayramlar, sevgi, paylaşma ve birliktelik zamanlarıdır. Ancak bu yıl yazılan senaryo, hayatın ne kadar acımasız olabileceğini bir kez daha hatırlattı. Çocuk kayıpları, bize yaşamın değerini ve ailelerin yaşadığı acıyı bir kez daha düşündürdü.
Bu yıl 36 çocuğun eksikliği, birçok farklı nedenle ortaya çıktı. Sağlık sorunları, kazalar ve maalesef bazı durumlarda şiddet, bu çocukların yaşamlarının sona ermesine neden oldu. Ailelerin yaşadığı bu kayıplar, sadece bireysel bir acı değil, toplum olarak da ortak bir kayıp olarak değerlendiriliyor. Çocukların geleceği, ailelerin ve toplumun geleceği anlamına geliyor ve bu kayıplar, aileleri derinden etkilerken, toplumu da sarsmaktadır. Bayram gibi mutlu günlerde bile, çocukların eksikliği ailelerin yüreğinde büyük bir boşluk bırakıyor.
Türkiye’de bayramlar, geleneksel olarak çocukların neşesi ve mutluluğuyla doludur. Bayramlar, özellikle çocuklar için harçlık alma, yeni giysiler giyme ve aile büyükleriyle bir araya gelme fırsatı sunar. Ancak bu yıl durum farklıydı. 36 çocuğun eksikliği, toplumun her kesiminde hissedildi. Aileler, kaybettikleri çocukları için dualar ederken, diğer çocukların mutluluğunu tatmakta zorlandı. Bayramlar, çocukların hayal güçlerinin sınırsız olduğu, birlikte eğlenip, oyunlar oynadığı ve bayram şekerleriyle dolu sevinç dolu günlerdir. Ancak bu sevinç, kayıplarla karıştığında, hüzün de toplumsal bir kanayan yara haline geldi.
Toplum olarak, her bir kaybın ardında yatan sebepleri anlamalı ve bu durumu düzeltmek adına adımlar atmalıyız. Çocukların güvenli bir ortamda büyümeleri, herkesin ortak sorumluluğudur. Eğitim, sağlık hizmetleri ve sosyal destek sistemleri bu konuda kritik bir rol oynamaktadır. Gelenekte olduğu gibi bayramlar, sadece sevinç değil aynı zamanda bir farkındalık da yaratmalıdır.
Bu bayramda 36 çocuk eksik olduğu için yaşadığımız acı, hepimizi bir araya getirmeli ve gereken önlemleri almak için harekete geçirmelidir. Çünkü geleceğimiz olan çocukların yaşamları, hepimizin elindedir. Bu bayramda kaybettiğimiz çocukların anısına saygı duruşunda bulunarak, onların hatıralarını yaşatabiliriz.
Kayıplarımızı unutmadan, bayramların sevinç dolu ruhuna sahip çıkmalıyız. Ailelerin yaşadığı acılar, bizim de acılarımızdır. Birlikte daha güçlü bir toplum inşa etmek için, hayatta kalmanın ve yaşamanın değerini anlamalıyız. Bayramlar, sadece sevinç için değil, aynı zamanda kayıplarımızın farkındalığını oluşturmak için de bir fırsat olmalıdır. Bayramlarda çocukların eksikliği, sosyal sorumluluğumuzu hatırlatırken, geleceğimiz için el birliğiyle daha iyi bir dünya kurmak adına çaba sarf etmeliyiz.