Hayatın her döneminde karşımıza çıkan tutku ve sevgi, bazı insanları mesleklerinde uzun yıllar ayakta tutabiliyor. Bugün sizlere tanıtacağımız 87 yaşındaki ustamız, el emeğini ve geçmişin güzel geleneklerini yaşatmaya devam eden bir örnek. Sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir yaşam sanatı olan bu uğraş, ustamızın yaşamına nasıl yön verdi, hayallerini gerçekleştirmesine nasıl yardımcı oldu? İşte onun hikayesi...
87 yaşındaki ustamız, yıllardır sürdürdüğü el emeği ve göz nuru işlerle yalnızca mesleğini değil, aynı zamanda kültürel mirası da yaşatıyor. Uzun yıllar süren çalışma hayatında, birçok genç ustaya ilham kaynağı oldu. Bir gün, genç bir çırak kendisine “Usta, bu meslek neden bu kadar özel?” diye sordu. Usta ise gülümseyerek, “Bu mesleği yalnızca iş olarak görmek yetmez; ona ruhunu, kalbini koymalısın. Sevmek, yaparken hissetmek her şeyden daha önemlidir.” diyerek, bu sanatın temel değerlere dayandığını vurguladı.
Ustamız, el işlerinin sadece fiziksel bir çalışma gerektirdiğini düşünmüyor. Aksine, kalbin ve zihnin işin içine katılması gerektiğine inanıyor. Hangi yaşta olursa olsun, el işlerine duyulan sevgi, ona sürekli yeni yönler kazandırmış ve yaşamına anlam katmış. Her bir işi özenle yaparken, geçmişten gelen bilgileri gelecek nesillere aktarma arzusunu da taşıyor.
Bugünlerde el emeği işleri birçok kişi tarafından unutulmaya yüz tutmuş durumda. Ancak ustamız, bunun böyle olmaması gerektiği fikrinden hareketle, kendi dükkânında bu mesleğin canlı kalmasını sağlıyor. Günümüzde birçok genç, farklı kariyer yollarını tercih etse de, tarih boyunca bu tür becerilerin ve sanatsal çalışma alanlarının kıymeti her zaman anlaşılmıştır. Ustamız, yeni nesilin el işi mesleklerine olan ilgisini artırmak için çeşitli atölyeler düzenlemekte ve yaptığı ürünlerle onlara ilham kaynağı olmaktadır.
“Unutulmamak için yaşamak gerekir” diyen 87 yaşındaki ustamız, gençlerin el emeğine olan bağlılığını artırmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenliyor. Bu etkinliklerle hem geçmişin mirasını hatırlatıyor hem de gençlere kendi yeteneklerini keşfetme fırsatı sunuyor. Onun için en büyük mutluluk kaynağı, gençlerin yüzlerindeki heyecanı görmek ve onlarla birlikte çalışarak, bu sanat dalının geleceğine umut aşılamak.
Ustamızın hikayesi, yalnızca bir meslek hayatını değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesini de gözler önüne seriyor. El emeği eserler, geçmişin izlerini taşırken, aynı zamanda geleceği de şekillendirmekte. Dolayısıyla, bu 87 yaşındaki ustanın tutkusu ve azmi, bizlere unutulmaya yüz tutmuş kültürel değerlerimizi yaşatma sorumluluğunu hatırlatıyor.
Son olarak, 87 yaşındaki bu ustanın hikayesinin ardında yatan değer, yalnızca bir meslek yeterliliği değil; aşk, tutku ve bağlılıkla şekillenen bir yaşam felsefesi. Şimdiye kadar pek çok insanın kalbine dokunan bu değerleri, yaşatmaya ve güçlendirmeye devam etmek, hepimizin üzerine düşen bir görev. Bu bağlamda, ustamızın hikayesi, unutulmaz ve ilham verici bir örnek olarak belleklerimizde kalacak.